“Bunca yolu yürüyerek mi tüm ihtimallerin sonuna gelmiştim? İlk adımımı attığım anı anımsıyorum. Alacakaranlıktı. Adımlarımı bir koşuya dönüştürdükçe karanlığa gömülmekte olduğumu anlamıştım. Yeni sürülmüş, kabartılmış toprağıyla ekime hazır bir tarlada ikide bir tökezlemeye başlamıştım. Artık çevremi göremez olmuştum. Durdum. Oldukça uzun bir zamanı uyuklayarak geçirmiştim. Sanki toprağın o sıcak nemini içime çekerek durmadan kök salan, güçlenen tohumdum ben. Öylesine mutluydum ki, uyanınca yürüyebilecek miyim kaygısı aklıma bile gelmemişti. Şu ayak bastığım yeni dünyada soluk alıp vermeyi öğrenmem gerekiyor; becerebilecek miydim? Yoksa ana rahminin o uykuya çağıran kucaklayıcı ritmiyle adımlar atma denemelerini sürdürmekle mi yetinecektim? Beni ayakta tutan …
Çevremi Aydınlatan O Işık
